Frank Borzage’nin yönetmenliğini yaptığı Moonrise (1948) adlı kara film Theodore Strauss’ın aynı isimli romanından uyarlandı. Dane Clark ve Gail Russell başrolde yer alıyor.
Danny Hawkins’in babası cinayet işlediği için asılır. Bebekken anne ve babasını kaybeden Danny’i halası büyütür. Babasının katil olmasından dolayı küçüklüğünden itibaren hep hor görülür ve dışlanır. Danny bütün zorluklara rağmen büyür ve aşık olur. Ama çocukluğundan beri onunla alay eden, zengin bir adamın olan Jerry Sykes ile aynı kıza yani Gilly’e aşık olunca kavgaya tutuşurlar. Yerden bir taş alan Jerry, Danny’e saldırınca kendini savunur ve taşı alıp kafasına vurur. Jerry orada ölür. Danny, geri dönüşü mümkün olmayan bir hata yapmıştır ve sonunun babası gibi olmasından korkar. Gilly’nin kalbini kazanmaya ve o korkunç hatayı unutmaya çalışır. Gilly ile yakınlaştıkça Jerry’nin katiline dair ipuçları yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başlayacaktır.
Moonrise filminin özellikle açılış sahnesi çok etkileyici ve bir kara film olarak ışık ve gölge kullanımıyla daha ilk sahnesinde izleyiciyi yakalıyor. Film, sadece sıradan bir insanın işlediği bir cinayeti ve aşkını elinde tutma çabasını anlatmıyor. Suç işlemenin, suçlanmanın ve en önemlisi suçlu psikolojisinin temeline iniyor. Hayatı boyunca babasının işlediği cinayetten dolayı ezilen Danny, sahip olamadıkları için babasını suçluyor. Onunla aynı kaderi paylaşınca da babasına olan kini gittikçe artıyor. Hayatına devam etmeye çalıştıkça işlediği suç, onu daha çok yoruyor ve psikolojisi bozulmaya başlıyor. Normalde kimseye zarar vermeye Danny, cinayetten sonra bambaşka bir insan oluyor ve suçunu nefretiyle bastırmaya çalışıyor. Gilly ile yaşadığı aşk, onu rahatlatmaktan çok korkutuyor. Sevdiği kadın ile eski bir konakta ve ıssız yerlerde buluşuyor. İşlediği suç ortaya çıkacak diye değil, Gilly’nin zarar görmesinden korktuğu için ve sakladığı sırdan dolayı kendinden utandığı için aşklarını gizli yaşamak zorunda kalıyorlar.
Moonrise’ın, klasik kara filmlere göre farklı bir tarafı var; filmin kırsal küçük bir yerde geçmesi… Çünkü kara filmler büyük şehrin yozlaşmışlığının insanları nasıl derinden etkilediğini anlattığı için kara filmin dokusuna uymuyor gibi görünüyor. Bir kara film karakteri, geçmişinde küçük bir yerden gelebilir ama film şehirde geçer. Moonrise filmi, şehirde bir banliyö semtinde geçseydi belki de hiçbir soru işareti kalmayacaktı. Ama filmi hem görsel olarak hem de senaryo açısından izlediğimizde diğer kara filmlerden pek de aşağı kalır bir yanı yok. Danny’nin suç işledikten sonra yaşadığı sarsıntı ve akıl hocası Mose ile aralarında geçen diyaloglar, kahramanın anti kahramana dönüşmesi kara film sayılabilmesi gayet yeterli sebepler.
Filmin başında ölen Jerry Sykes’ı canlandıran Lloyd Bridges’ın Jeff Bridges ve Beau Bridges’ın babası olduğu, Danny’nin büyük annesi rolündeki Ethel Barrymore’un da oyuncularla dolu bir ailenin ferdi olduğu (Lionel Barrymore, John Barrymore, Drew Barrymore…) küçük bir hatırlatma olsun. Barrymore, None But the Lonely Heart (1944) filmindeki performansıyla “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” dalında Oscar almıştır.
Moonrise, açılış sekansı, şiirsel ve felsefe yüklü diyalogları ile izlenmesi gereken kara filmlerden…
KÜNYE / IMDB: 7,1
Yönetmen: Frank Borzage
Senaryo: Charles F. Haas, Theodore Strauss
Oyuncular: Dane Clark (Danny Hawkins), Gail Russell (Gilly Johnson), Allyn Joslyn (Şerif Clem Otis), Lloyd Bridges (Jerry Sykes), Ethel Barrymore (Danny’nin Büyükannesi), Rex Ingram (Mose)
Müzik: William Lava
Görüntü Yönetmeni: John L. Russell
Kurgu: Harry Keller
Ülke: ABD
1 Yorum
Tommy Ivo played Jerry at age 7 in Moonrise. The adult Jerry was played by Lloyd Bridges. Tommy Ivo gave me a lengthy and insightful interview about his work as an actor. He appeared in four films noir as a child. The interview with Tommy, who became a drag racing superstar after leaving Hollywood, will be in my forthcoming book Cries in the Night: Children in Film Noir (BearManor Media 2022). – Robert Strom