Jack Gold’un yönetmenliğini yaptığı bilim kurgu / gerilim filmi The Medusa Touch (Medusa, 1978) telekinezi temasını işliyor. Siyaset ve din göndermeleri ile çıtasını yükseltirken sistemi eleştiren yapısıyla 70’li yıllara yakışan bir yapım karşımıza çıkıyor.
Bir cinayet anına tanıklık ettiğimiz sahneyle açılan film, polisiye tadında bir giriş yapar. Cinayeti çözmek için eve gelenler ise maktul John Morlar’ın mucizevi bir şekilde yaşıyor olduğunu fark edince vaka başka bir yöne doğru evrilir. “Katil kim sorusu” ise yerini “teşebbüs eden kim ve neden yaptı”ya bırakır. İlerleyen süreçte de Morlar’ın çocukluğundan itibaren başına gelen inanılması güç felaketlerin gerçek mi yoksa sanrı mı olduğu konusunda gelgitli bir senaryo izleriz. Geriye dönüşler ile Morlar’ın telekinezi özelliğine sahip olup olmadığı, bir psikiyatrist ve dedektif eşliğinde sorgulanır. Bu çerçevede incelediğimizde meydana gelen felaketler gittikçe büyüyen ve toplumu ilgilendiren meseleler haline gelir. Filmde genel olarak sürprizler ortada olmasına rağmen bazı değindiğim konular spoiler konusunda hassas izleyicilerin tadını kaçırabilir.
The Medusa Touch filminde, isminden de anlaşılacağı üzere Medusa’ya gönderme vardır. Filmin giriş kısmındaki cinayete teşebbüs sahnesinde kamera birçok simgenin etrafında dolanır. Morlar’ın kendini tanımaya çalışmasını ve kim olduğuna dair bir arayış içinde olduğunu bu küçük eşyalardan gözlemlemek mümkün. Budizm, tarih ve mitoloji dikkat çeken öğelerdir. Geçmişinde psikiyatriyi de denemiştir. Türkiye’deki müzelerde de karşımıza çıkan saçları yılanlardan oluşan kadın figürü aşina olduğunuz üzere Medusa’ya aittir. Bu mitolojik karakter filmde derinlemesine işlenmez ama Morlar bir nevi Medusa’dır ve giriş jeneriği de onun duvarda asılı duran kabartmasına odaklanarak akar. Morlar ile Medusa arasındaki benzerlik ise karşı tarafı etkileme gücüdür. Lanetlenen Medusa’nın saçlarının her bir teli yılana dönüşmüştür ama diğer bir özelliği de onun gözlerine bakanın taş kesilmesidir. Morlar’ın saçları yılana dönüşmez ama gözleriyle insanları etkileme gücü vardır. Renkli gözlerini insanın üzerine diktiğinde karşısındaki ilk önce dona kalır sonrasında ise onun bütün emirlerine uyar. Morlar’ın gücü sadece insanlarla sınırlı değildir. Bina veya uçağa bile müdahale edebilir. Gücünün farkına vardıkça daha büyük felaketlere yol açan Morlar, çoğu güç sahibi gibi aklı hep kötülüğe çalışır.
Filmin önemli diğer bir detayı ise yoğun bir sistem eleştirisi getirmesidir. İlk eleştiri insanlarda yavaş yavaş etkisini göstermeye başlayan televizyondur. Sonrasında fakir-zengin arasındaki uçurum, din, hukuk, siyasete kadar varan birçok hususta eleştiride bulunur. Morlar’ın sebep olduğu felaketlerle genellikle bu eleştiriler de paralel gider. İlk önce ailesinin ölümüne sebep olan Morlar’ın yaptıkları sonrasında toplumu etkileyen katliam gibi kazalara dönüşür. Soğuk Savaş paranoyasının yansıdığı filmlerin aksine bir ülke veya bir yapılanma yerine bütün olanların tek bir sorumlusu vardır. Tabii Morlar’ın geldiği bu noktada ailesi, öğrenim gördüğü okul ve yaşamak zorunda kaldığı sistemin büyük bir etkisi vardır. Ama genel olarak telekinezi özelliğine sahip bir insanın yarattığı dehşet konu edinilir.
Telekinezi teması özellikle 70’li ve 80’li yıllarda popülerleşmiş ve Carrie (Günah Tohumu, 1976), The Fury (Gizli Kuvvet, 1978), Scanners (Tarayıcılar, 1981), Firestarter (Tepki, 1984) gibi türün iyi örnekleri karşımıza çıkmıştır. Bu yapımlardan çok önce bilim dünyasının kafasını kurcalayan telekinetik özelliklere sahip olduğu iddia edilen kişiler vardı. The Medusa Touch filminde de kısa bir görüntüsüne yer verilen 1926 doğumlu Rus Nina Kulagina en bilinen örneklerindendi.
Peter Van Greenaway’in aynı isimli romanından uyarlanan The Medusa Touch, finale doğru gerçekleşen kilise sahnesi, flashbacklerle ilerleyen kurgusu ve özen gösterilmiş diyalogları ile kalburüstü bir yapım. Richard Burton’un yeşil gözlerini dikerek her şeyi yapabildiği gerilim dozu yüksek bu film, gerilimin yanı sıra polisiye severleri de memnun edecektir.
KÜNYE / IMDB: 7,0
Yönetmen: Jack Gold
Senaryo: John Briley, Peter Van Greenaway (romanından)
Oyuncular: Richard Burton (John Morlar), Lino Ventura (Dedektif Brunel), Lee Remick (Dr. Zonfeld), Harry Andrews (Komiser Yardımcısı), Marie-Christine Barrault (Patricia Morlar), Gordon Jackson (Dr. Johnson)
Müzik: Michael J. Lewis
Görüntü Yönetmeni: Arthur Ibbetson
Kurgu: Ian Crafford
Ülke: Fransa, İngiltere