Alien serisine girizgâh niteliği taşıyan Prometheus (2012) filminden sonra Ridley Scott, Alien: Covenant (Yaratık: Covenant, 2017) ile hala ısınma turlarını sürdürüyor. Görsel olarak tatmin edici ama senaryo ve karakterler açısından serinin bir hayli gerisinde kalıyor. Prometheus, Alien severleri ikiye ayırmıştı. Biraz karışık ve dağınık senaryosu, korku ve aksiyon sahnelerinin nispeten az olması bazı izleyicileri tatmin etmemişti. Fakat hem Alien’ın hem de insanlığın çıkış noktasını anlatması ve seriye farklı bir felsefe katması açısından merak uyandırıcı olduğunu da kabul etmek gerekir. Ayrıca devamında bazı soru işaretlerinin ortadan kalkmasını vaat ettiğini düşündüğümüzde Alien: Covenant filmi de aynı merakı uyandırmaya devam etti. Fakat Scott, Alien evrenine sert bir dönüş yapmayı tercih etmiş ve açıkçası bütün beklentiyi boşa çıkarmış.
Film, Android David ile yaratıcısı Peter Weyland arasındaki Prometheus’un devamı niteliğindeki bir sohbet sahnesiyle açılıyor. Sonrasında koloni kurmak için başka bir gezegene doğru yola çıkan Covenant gemisi mürettebatının yaşadığı talihsizliğe geçiş yapıyoruz. Son anda fikir değiştirerek gitmek üzere oldukları gezegenden vazgeçip kuluçkaya susamış “Alien”ların olduğundan bihaber, yaşam belirtisi olan en yakın gezegene iniş yapmaya karar verirler. Bilinmedik bir maceraya doğru yol olan mürettebata ise halen varlığını sürdüren David yol gösterecektir.
Alien serisini Sigourney Weaver’ın canlandırdığı Ripley gibi güçlü bir kadın karakter ile özdeşleştirmiştik. Prometheus’ta ise güçlü ve cesur kadın rolü Noomi Rapace’in Elizabeth Shaw karakteriyle doldurulmaya çalışıldı. Alien: Covenant’ın ise tamamen David üzerine kurulu olduğunu söyleyebiliriz. Aslında Daniels ile yine bir boşluk doldurma çabası var ama hem narin yapısı hem de masum bakışları ile Katherine Waterston’un ne bir Ripley ne de türevi olan Shaw ile pek de alakası yok.
Film ağırlıklı olarak Prometheus’un David’i ile Covenant’ın Walter’ı arasındaki model farkından yola çıkarak aralarındaki felsefi farklılıklara odaklanıyor. Bu kısım biraz da şeytani ikiz temasından ilham alarak türün klişelerini kullanıyor. David’in yaratılış üzerine fikirleri ve yaptığı alıntılar Prometheus’a benzer bir hava katıyor. Alien serisinin hayranları ise sıkça karşımıza çıkan yaratık saldırıları ile tatmin edilmeye çalışılmış.
Ridley Scott, ne yardan ne serden vazgeçerim diyerek, Alien ile Prometheus arasında bir işe imza atmış. Bu tercih maalesef hayranları pek de memnun edecek gibi gözükmüyor. Serinin toparlanıp toparlanamayacağı yine bir sonraki filme kaldı gibi. Karanlık bir atmosferde aksiyon, bilim kurgu ve korku türlerinin harmanlanmasından hoşlananlar sıkılmadan izleyeceklerdir.
KÜNYE / IMDB: 6,4
Yönetmen: Ridley Scott
Senaryo: John Logan, Dante Harper ve Jack Paglen
Oyuncular: Michael Fassbender (David / Walter), Katherine Waterston (Daniels), Billy Crudup (Oram), Danny McBride (Tennessee), Demián Bichir (Lope), Carmen Ejogo (Karine), Amy Seimetz (Faris), Jussie Smollett (Ricks), Callie Hernandez (Upworth), James Franco (Branson), Guy Pearce (Peter Weyland)
Müzik: Jed Kurzel
Görüntü Yönetmeni: Dariusz Wolski
Kurgu: Pietro Scalia
Ülke: ABD, İngiltere