Robert Wise’ın yönetmenliğini yaptığı The Haunting (1963) adlı korku filmi Shirley Jackson’ın “The Haunting of Hill House” (Türkçeye Dost Körpe tarafından Tepedeki Ev adıyla çevrilen roman, Siren yayınlarından çıktı.) adlı romanından uyarlandı. Filmin kadrosunda Julie Harris, Richard Johnson, Claire Bloom, gibi oyuncular yer alıyor.
Doktor John Markway paranormal araştırmalar yapmaktadır. Ne kadar bilim insanı olsa da hayaletler ilgisini çeker ve onların var olup olmadığını bulabilmek için zamanında Hugh Crain ve ailesinin yaşadığı Hill House adlı kötü bir geçmişi olan bu malikanede bir deney uygulamaya karar verir. Deneye gönüllü olarak psişik yönü kuvvetli ve çekingen Eleanor ve sözünü hiç sakınmayan çılgın Theo katılır. Doktor Markway ve malikanenin varislerinden Luke’da bu iki gönüllüye eşlik ederler. Hill House’da geçirdikleri süre boyunca özellikle Eleanor bir takım tuhaflıklara şahit olsa da hem kendini hem de diğerlerini, gördüklerine inandırması zaman alacaktır ve Hill House’un lanetinden herkes payını alacaktır.
Filmin lanetli ve canlı malikanesi Hill House’un, günümüz İngiltere’sinde “Ettington Park Hotel” olarak görülmesi hatta konaklanması mümkün. Etkileyici ve ürpertici Hill House, fazlasıyla gotik tarzdan nasibini almış. The Haunting’i çekildiği zamana göre incelemek gerekirse mekan gayet güzel kullanılmış ve birtakım hilelerle görsel olarak etkileyici olmuş, filmin atmosferi ve konusuyla da müthiş bir uyum sağlamış. Özellikle Hill House’un karanlık ve uğursuz geçmişinin anlatıldığı filmin girişinden sonra izleyicinin filmi bırakması pek mümkün olmuyor.
The Haunting’de 4 ana karakter olmasına rağmen izleyici çoğunlukla Eleanor’un gözünden ve düşüncelerinden filmi takip ediyor. Eleanor, yıllarca hasta annesine baktığı için dış dünyadan soyutlanmış ve içine kapanmıştır. Bunun için sık sık onun iç sesine şahit oluruz. Psişik yönünün kuvvetli olmasından ötürü hayaletlerden en çok etkilenen ve evi fazlasıyla sahiplenen Eleanor, hayatında yaşadığı bu ilk maceradan kopmak istemez. Malikanenin canlı olduğunu ve yavaş yavaş Eleanor’u ele geçirdiğine tanıklık ederiz.
Aynı romandan uyarlanan 1999 yapımı Jan de Bont’un yönetmenliğinde çekilen The Haunting (Perili Ev)’in kadrosunda Lili Taylor, Liam Neeson, Catherine Zeta-Jones ve Owen Wilson yer alıyor. Çok kısa da olsa Virginia Madsen ve Bruce Dern’i de filmde görmek mümkün. 63 versiyonuna göre bu filmin pek sevilmediğini, bol klişeli olduğunu da belirtmem gerekir. Hill House’un canlandığını gösteren yeni versiyondaki başarılı efektleri de yadsınamaz. Ayrıca karakter isimleri aynı olsa da 99 versiyonunda filmin konusunda birtakım değişikler yapılmış ve 63’teki bazı boşluklar doldurulmuş. İki versiyonda da Eleanor’un bastırılmış kadınlığı ve Theo’nun bastırılmamış kadınlığı arasındaki zıtlıkla oluşan çekim, insanoğlunun tabularından biri olan eşcinselliğe üstü kapalı da olsa göz kırpıyor. Özellikle 63 versiyonunda Eleanor’un Doktor Markway’a karşı duyduğu aşk ile bu eşcinselliğin üstü örtülmeye çalışılmış.
Günümüzde sıklıkla işlenen lanetli ev konusunu içeren The Haunting (1963), Martin Scorsese’nin “Tüm Zamanların En Korkunç 11 Filmi” listesinde ilk sırada yer aldığını da belirmekte fayda var.
KÜNYE / IMDB: 7,6
Yönetmen: Robert Wise
Senaryo: Nelson Gidding, Shirley Jackson
Oyuncular: Julie Harris (Eleanor Lance / Nell), Richard Johnson (Doktor John Markway), Claire Bloom (Theodora / Theo), Russ Tamblyn (Luke Sanderson), Lois Maxwell (Grace Markway)
Müzik: Humphrey Searle
Görüntü Yönetmeni: Davis Boulton
Kurgu: Ernest Walter
Ülke: İngiltere, ABD