Yönetmen Tod Browning’in çektiği sessiz korku – gerilim filmi The Unknown (1927) filminde Lon Chaney, Joan Crawford, Norman Kerry gibi oyuncular yer alıyor.
Bir sirkte çalışan Kolsuz Alonzo, ayaklarıyla bıçak atarak gösteri yapmaktadır. Sirk sahibinin kızı Nanon’a aşıktır. Nanon’a sirkin güçlü adamı Malabar da aşıktır. Fakat Nanon, bir erkeğin ona dokunmasına tahammül edemiyordur. Alonzo bu açıdan avantajlı gibi görünse de sakladığı bir sır vardır: o da kollarının olması. Nanon’un babası, Malabar ve hatta kolları bile bu aşkın önünde engeldir. Alonzo, Nanon’a ulaşabilmek uğruna neleri göze alabilecektir?
Nanon’un erkeklerin ona dokunmasına izin vermemesi aslında küçüklüğünde tacize uğradığının bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Bunun için de sadece Alonzo ile arkadaşlık kurabiliyor. Fakat Alonzo gizlediği kolları ve kötülük dolu yüreğiyle Nanon’a histerik bir şekilde aşıktır. Nanon bu aşkın farkında değildir ve Alonzo’ya sözde olmayan kolları sayesinde güvenir. Aslında en büyük kötülüklerin de Alonzo’dan gelebileceğinin farkında değildir.
(Uyarı sonuna kadar bu kısımdan sonrasını filmi izlemeyenlerin okumasını tavsiye etmem)
Nanon’un babası Zanzi, Alonzo’nun Nanon’un rahatsızlığını kullanarak kafasını doldurduğunu bilmektedir. Bunun için Alonzo’yu hırpalar ve Malabar araya girerek onu kurtarır. Alonzo bunun üzerine Nanon’a aşık olduğunu bildiği için Malabar’a sözde iyi niyetli bir tavsiyede bulunur. Onu güçlü kollarıyla sıkıca sarmasını söyler. Malabar da temiz duygularla Nanon’a gidip aşkını itiraf eder ve sıkıca sarılır. Tabii ki ters teper. O sırada Alonzo bu olanları izler. Cüce arkadaşı ve sırdaşı olan Cojo ile plan yaparlar. Nanon ile aşklarının önündeki engelin ortadan kalkması gerekmektedir. Zanzi’yi öldürme planı adeta kusursuzdur. Elleriyle boğarak öldürür. Kolsuz Alonzo’dan da şüphelenmek kimsenin aklına gelmeyecektir. Babasının öldürülmesine Nanon şahit olunca olayların rengi biraz değişir. Katilin yüzünü göremese de iki başparmaklı bir adamın öldürdüğüne şahit olur.. Alonzo kollarıyla birlikte bir elindeki iki başparmağını da saklamaktadır. Önündeki bütün engellerin kalktığını düşünen Alonzo, Nanon ile evlenmek ister. Ama evlenince hem kolları olduğunu hem de Zanzi’yi öldüren iki başparmaklı adamla evlendiğini öğrenen Nanon’un, ondan nefret edeceğini tahmin ettiğinden kollarını üçkağıtçı bir doktora kestirir. Bu ameliyat sırasında Nanon’un rahatsızlığı geçer ve Malabar ile sevgili olur. Beraber bir gösteri hazırlarlar. Malabar’ın kollarını, koşu bantında belirli bir hızda koşan atlar çekecektir. Alonzo, Nanon’a aşkını itiraf etmek için gidince her şeyi öğrenir ve ufak çaplı bir sinir krizi geçirir. Kısa sürede kendini toparlar ve hain bir plan kurar. Gösteri sırasında atların koşu bandını hızlandırır ve atlar düzenekten çıkar. Malabar’ın kollarının kopmasını ve ölmesini engellemek için Nanon, kendi canını tehlikeye atarak bir atın önüne geçer ve sakinleştirmeye çalışır. Nanon’u kurtarmak için Alonzo kendini atın önüne atar ve ölür. Nanon ve Malabar kavuşurlar. Mutlu son.
(Uyarı sonu)
The Unknown, saf aşk ile nefret dolu aşkı karşılaştırıyor. Alonzo Nanon’un rahatsızlığını kullanarak onu sevmesini sağlamaya çalışırken Malabar’ın iyi niyetli aşkının da önüne geçmeye çalışır. Karşısına çıkan bütün engelleri hep kötülükle üstesinden gelmeye çalışır. Nanon’u sevmekten çok takıntı haline getirmiştir. Alonzo kendisine iyilik yapan zarar görmesini engelleyen Malabar’a bile hep yanlış yönlendirme ve tavsiyelerde bulunur. Ama kalbi kötülükle dolu olan Alonzo, temiz bir aşkın önüne geçemez. Filmde aşk iyileştirici ve mutluluk veren bir işlev görür.
Çekildiği tarihe göre farklı ve rahatsız edici bir film… Aslında korkudan çok dramatik yönü ağır basan bir gerilim filmi olduğunu da söyleyebiliriz.
The Unknown filminde korku filmlerinden tanıdığımız Binbir Surat Lon Chaney, Alonzo karakterini canlandırırken Paul Desmuke onun için dublörlük yapmış. Özellikle ayağıyla sigara içmesi ve gitar çalması gibi hareketlerin çok iyi kotarıldığı filmde, kara filmlerden hatırladığımız gencecik bir Joan Crawford’u da görmek mümkün.
Bu sessiz ve siyah beyaz korku filmini, yine aynı yönetmenin elinden çıkan Freaks (1932) adlı kült filmi izlemediyseniz sizin için bir ön hazırlık olabilir. Freaks’in daha aklı bozuk bir film olduğunu da eklemek lazım.
KÜNYE / IMDB: 7,8
Yönetmen: Tod Browning
Senaryo: Tod Browning, Waldemar Young, Joseph Farnham, Mary Roberts Rinehart
Oyuncular: Lon Chaney (Alonzo), Joan Crawford (Nanon), Norman Kerry (Malabar), John George (Cojo), Nick De Ruiz (Zanzi)
Görüntü Yönetmeni: Merritt B. Gerstad
Kurgu: Harry Reynolds, Errol Taggart
Ülke: ABD