Gerilim ile dramın iç içe geçtiği Kiss of Death (Öldüren Buse, 1947); soygun, muhbirlik, hapishane, adalet gibi birçok temayı içinde barındırırken, ilk oyunculuk deneyimi olan ve psikopat bir katili canlandıran Richard Widmark’ın rolüyle akıllarda kalıyor. Henry Hathaway’in yönetmenliğini üstlendiği kara filmde Victor Mature başrolde yer alırken Brian Donlevy, Coleen Gray, Taylor Holmes, Karl Malden gibi isimleri görmek mümkün.
Film, anlatıcı Nick Bianco ile özdeşleşmemizi istercesine duygusal bir giriş yapar. Noel arifesinde çocukları için alışveriş yapacak parası olmayan bir adamın soygun girişiminden bahseder. Eski mahkum olduğundan iş bulamayan Nick, mecburen hırsızlığa geri dönmüştür. Bu duygusal anlatıma başvuran yani olayı anlatan kadın sesinin ilerleyen dakikalarda ona aşık olan biri olduğunu öğreniriz.
Soygun girişimi başarısızlıkla sonuçlanan ve ona sunulan muhbirlik yapma teklifini reddeden Nick, hapse girer. Karısı da intihar edince iki kızı yetimhaneye gönderilir. Bunun üzerine Nick, polisle işbirliği yapar ve eski dostlarını tek tek ele verir. Ama hesaba katmadığı bir kişi vardır; zevk için adam öldüren, gösteriden ve şanının yürümesinden hoşlanan Tommy Udo. Psikopat Udo’nun peşine düşmesiyle tehlike çanları Nick ve ailesi için çalmaya başlar.
Başrolde Victor Mature yer almasına rağmen kısa bir rolde görünen Richard Widmark, şeytani kahkahasıyla adeta filmi ele geçirir. Tekerlekli sandalyedeki kadını merdivenden yuvarlaması, en akılda kalan sahnelerdendir. İlk rol aldığı filmde Widmark’ın böylesi bir psikopatı ustalıkla canlandırması ona kariyerindeki tek Oscar adaylığını getirir. Batman çizgi roman serisinin hayranı olan Widmark’ın Joker’den ilham alarak karakteri canlandırdığı söylenir.* Tommy Udo ile ilgili diğer bir ilginç detay ise Crazy Joe lakaplı gangster Joe Gallo’nun gençliğinde Udo’dan etkilenerek, onu taklit etmesidir.*
Kiss of Death, sansür kurulunun yerine otosansüre maruz kalmıştır. Yapım tarihine göre sert bir film olmasına rağmen kâğıt üstünde daha acımasız bir senaryoya sahiptir. Nick’in karısına tecavüz edildiği ve intihar ettiği sahnelerin kesilmesi ve finalin yumuşatılması gibi dönemin şartları düşünülerek değişikliklere gidilmeseydi daha da sert bir kara film karşımıza çıkabilirdi. Filmin başında da belirtildiği üzere gerçek mekanlarda çekimler gerçekleşmiş ve anlatıcı kullanılmasıyla birlikte inandırıcılık oranı artmıştır. Kara filme yakışan ışık-gölge kontrastı da özellikle finale doğru gerilim dozunu yukarıları taşımıştır.
Yeri gelmişken Kiss of Death’in 1995 yapımı yeniden çevrim versiyonundan da kısaca bahsedelim. Barbet Schroeder’in yönetmenliğini üstlendiği yapımda başrolde David Caruso yer alırken psikopat karakteri ise Nicolas Cage canlandırır. Kadroda ayrıca Samuel L. Jackson, Helen Hunt, Stanley Tucci, Michael Rapaport, Ving Rhames gibi birçok tanıdık ismi küçük rollerde görmek mümkün. Hem filmi hem de Caruso ve Cage’in canlandırdıkları karakterleri, 1947 yapımı ile karşılaştırdığımızda maalesef klasiğin çok gerisinde kalıyor. Eklenen detay ve karakterler orijinalinin sade dokusunu bozarak ucuzlaştırıyor ve sonuç olarak 90’ların sıradan suç filmi örneği karşımıza çıkıyor.
1947 yapımı Kiss of Death ise kaçırılmaması gereken klasiklerden biri olarak kara film severleri ziyadesiyle memnun edecektir.
KÜNYE / IMDB: 7,5
Yönetmen: Henry Hathaway
Senaryo: Ben Hecht, Charles Lederer, Eleazar Lipsky, Philip Dunne
Oyuncular: Victor Mature (Nick Bianco), Richard Widmark (Tommy Udo), Brian Donlevy (Louis D’Angelo), Coleen Gray (Nettie), Taylor Holmes (Avukat Earl Howser), Karl Malden (William Cullen), Mildred Dunnock (Bayan Rizzo)
Müzik: David Buttolph
Görüntü Yönetmeni: Norbert Brodine
Kurgu: J. Watson Webb Jr.
Ülke: ABD