2010 yılında günümüz korku sinemasının usta isimlerinden James Wan tarafından çekilen Insidious (Ruhlar Bölgesi) oldukça ses getirmiş hatta modern korku sineması adına başarılı bir mihenk taşı olmuştu. Komaya giren ve karanlık bölge olarak adlandırabileceğimiz kötü varlıkların olduğu bir yere giden bir çocuğun psişik güçleri olan Elise Rainier tarafından kurtarılması adına verilen mücadeleyi gözler önüne seren film, yine Wan tarafından çekilen ikinci bölümle devam etmiş ve oldukça başarılı bulunmuştu. Bu başarılı ilk iki filmin arından Insidious: Chapter 3, 2013 senesinde seyirci ile buluşmuştu. Bu sefer yönetmen koltuğunda ilk iki filmin senaryo ayağında olan Leigh Whannell vardı. İlk iki filme yaklaşamasa da yine de korku severleri tatmin edebilecek bir film sunulmuştu.
Ardından dördüncü film için çalışmalar başladı ki ha geldi ha gelecek derken nihayet film vizyona girdi. Bu sefer yönetmen koltuğunda The Taking (2014) gibi başarılı bir korku filmine imza atmış Adam Robitel vardı. Senaryo yine diğer filmlerde olduğu gibi Leigh Whannell’a ait. Film eski filmlerdeki psişik güçlere sahip ve pek çok aileye bu konuda yardım etmiş Elise Rainier etrafında gelişiyor. Henüz küçük bir kızken psişik güçlerinin farkına varan Elise’in sırf bu güçleri anlayamaması ve saçma bulması nedeniyle babası tarafından şiddete maruz kalması, akabinde evden kaçması ve bir daha yaşadığı yere dönmemesi ile başlayan film bir şekilde Elise’in tekrar o çocukluk günlerini yaşadığı eve gitmeye mecbur kalması ile şekilleniyor.
DİKKAT SPOILER İÇERİR!
Eski yaşadığı evde oturan doğaüstü güçler tarafından rahatsız edilen yeni kiracı tarafından bir telefon alan Elise, adama yardımcı olmak maksadıyla yola çıkıyor. Ancak beraberinde eski anılar ve tabii ki eski korkular da ortaya çıkıyor. Elise’in sırf psişik güçleri olduğu ve doğaüstü varlıkları gördüğünü iddia ettiği için babası tarafından maruz kaldığı şiddet, yine bu güçler yüzünden istemeden ölümüne sebep olduğu annesi ve yardıma muhtaç olduğu halde yalnız bırakmak zorunda kaldığı erkek kardeşi gibi pek çok zor durumla yüzleşmek zorunda kalıyor. Ancak Elise’in bu sorunlarının altı çok da iyi bir şekilde doldurulamıyor. Örneğin babasının evde neden bir kadını zorla alıkoyduğu, yeni kiracının da neden böyle bir sapkınlığa sahip olduğu ya da elindeki anahtar ile kadınları etkisi altına alan varlığın amacı hiç de anlaşılır gibi değil. Sonunda bir yere bağlanır diye beklerken filmin sonunda varlığın ne istediğine dair tek bir fikir bile edinemiyorsunuz.
Eski filmlerde konu bütünlüğü olduğu aşikâr. Ancak bu zorlama devam filminde resmen konu yaratılmaya çalışılmış ama olmamış. Aksak senaryo neticesinde film sonunda tatmin olmak imkansız bir hale geliyor. Lin Shaye’in Elise performansı önceki bölümleri aratmıyor ancak hikâye örgüsünün tatmin etmemesi ve boşluklar can sıkıyor ve Lin Shaye elinden geleni yapsa da filmi kurtaramıyor. İlk iki filmde başarılı bir senaryoya imza atan Leigh Whannell bu filmde kendini zorlamış. Zorlamış derken düzgün bir hikâye yazmak için zorlamış ama olmamış. Aslında Elise’in çocukluğuna gitmek iyi bir fikir gibi görünüyor ilk başta. Ancak o çocukluğun daha derin ve daha dramatik, daha korkutucu olmasını bekliyor seyirci. Ama hikâye sadece babasının ve evin yeni kiracısının sapkın hareketleri ve sonuçlarına çıkınca olay maalesef hayal kırıklığı yaratıyor.
Saw (Testere) ile başladığı korku serüvenine Insidious ve The Conjuring (Korku Seansı) gibi tür adına benzersiz filmler ortaya koyan Wan, şayet yeniden filme aktif olarak dönmez ise bu serinin daha fazla can çekişmesine gerek yok.
KÜNYE / IMDB: 5,7
Yönetmen: Adam Robitel
Senaryo: Leigh Whannell
Oyuncular: Lin Shaye (Elise Rainier), Leigh Whannell (Specs), Angus Sampson (Tucker), Kirk Acevedo (Ted Garza), Spencer Locke (Melissa Rainier)
Müzik: Joseph Bishara
Görüntü Yönetmeni: Toby Oliver
Kurgu: Timothy Alverson
Ülke: ABD, Kanada