Kara filmi kısaca tanımlarsak; anti kahraman olmaya itilmiş bir kişinin yozlaşmış bir dünyada yaşadıklarını belirgin çekim teknikleri (ışık-gölge kontrastı) ve anlatımsal özellikler (flashback / geriye dönüş) ile anlatan film türüdür, diyebiliriz.
Kara film hayatımızda güvendiğimiz çoğu olguyu alaşağı ederek gölgemizi anlatır bize. Kendimizde fark etmediğimiz karanlık, kötü yönlerimizi söyleyerek o kadar da masum olmadığımızı, her geçen dakika daha çok kirlendiğimizi yüzümüze vurur. Dünya öyle bir karmaşa içindedir ki paran olmadan hiçbir şeysindir. Artık Amerikan rüyası bitmiştir. Amerikalıların kabus dolu günleri başlamıştır. Yağmurla ıslanmış sokaklara, karanlık ve sis çökmüştür. Tehlikenin nereden geleceğini bilemezsin. Tertemiz bir insanı bile kirletebilen bir dünya… Evindeki eşini, hep yanında olan sıkı dostunu, devletin seni korumak için yetiştirdiği polisi bile bir anda senin kuyunu kazarken görebilirsin. Gölgeler arasında gezinirken sen de gölge olursun. Hayatta kalabilmek için para gereklidir. Para da seni kirletir. Aşk ile kaybettiğin duyguları geri kazanmaya çalışırsın ama daha çok kirlenirsin. Kara filmin aslında özü bu kadardır.
Kara film diğer filmlerin tam tersine karamsar, hayatı sönmüş, kaybetmiş bu insanları neden bize kahraman olarak anlatma gereği duyar? Gangsterlerin hakimiyeti, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı, II. Dünya Savaşı, Avrupa’dan kaçan yönetmenlerin nazizm korkusu, Soğuk Savaş dönemiyle beraber komünizm korkusu gibi birçok toplumsal etken kara filmin temelini oluşturmuştur. Suçun egemen olduğu gangster film, dışavurumculuk, şiirsel gerçekçilik, sürrealizm, hard boiled edebiyatı da kara filmi etkileyen sanatsal akım ve türlerdir.