Kara film, Touch of Evil filmiyle 1958 yılında sona ermiştir. Arada kara film benzeri filmler çıksa da asıl Chinatown filmiyle 1974 yılında yeniden ortaya çıkar. Artık kara filme renk gelmiştir. (The Man Who Wasn’t There gibi bazı filmler siyah-beyaz çekilmiştir.) Bundan sonra yeni kara film (neo noir) olarak, bilimkurgu türüyle harmanlananlar ise tekno-kara film olarak adlandırılır.
Klasik kara filmlerde çoğunlukla karanlık ve yağmurla ıslanmış sokaklar vardır. Fakat yeni kara filmde bu sokakları nadiren, David Fincher’ın Se7en (1995) filminde olduğu gibi görebiliriz. Fargo’da ise karlar ile o umutsuz bir sakinlik yaratılmıştır. Ardından çekilen A Simple Plan (1998) ve The Ice Harvest (2005) filmleri de, Fargo’da olduğu gibi yeni kara filmin ironik yanını izleyiciye sunar. Body Heat (1981) ve U-Turn (1997) filmlerinde ise umutsuzluk yakıcı güneş ile aktarılır.
Kara filmlerde belli çekim teknikleri -öznel kamera açısı, dış ses (anlatıcı), ışık ve gölge kontrastı, geriye dönüş (flashback)- kullanılırken yeni kara film de hareketli kamera ve flashback sıklıkla -nadiren dış ses- kullanılır. Bunun haricinde The Grifters (1990) filminde olduğu gibi ekranı bölme gibi yeni denemeler yapılsa da her yeni kara filmde görmek mümkün değildir. Daha çok anlatı tipinde yenilikler getirir. Rian Johnson, Brick (2005) filminde liseliler çevresinde dönen bir yeni kara filme imza atar. David Lynch filmlerinde gerçek ile rüya, geçmiş ile günümüz arasında bir köprü kurar. Christopher Nolan zamanı ters yüz eder. Ouentin Tarantino çok konuşan ve bol şiddete yer veren yeni kara filmlere imza atar.
Kara film modernizm, yeni kara film ise postmodernizm dönemine aittir. Kara film modernizm öğesi olan tekilliği savunurken, yeni kara film bu tekilliği yadsır ve açıkça etkilendiği filmleri, yönetmenleri veya romanları söyleyebilir.
Kara film geleceği merak eder, bundan sonra ne olacak diye düşünür, fakat yeni kara film ise yitirilmiş geçmişe ve şimdiye bakar.
Kara film sansür nedeniyle örtük bir dile sahipken, yeni kara film bu dilin altını eşeleyerek gerçeği sunar. Şiddet ve cinselliği kötülük ve suçla harmanlayıp daha sert ve acımasız bir şekilde gösterir.
Son olarak; kara filmde femme fatale (ölümcül kadın) her daim kaybederken, yeni kara filmde kadının zafer kazanması çok daha yüksek bir olasılıktır.