Daniel Roby’nin yönetmenliğini yaptığı La peau blanche (White Skin / Cannibal, Yamyam, 2004) adlı korku filminin başrollerinde Marc Paquet ve Marianne Farley yer alıyor.
Üniversite öğrencisi Thierry, kızıl saçlı ve aşırı beyaz tenli kadınlardan nefret etmektedir. Fakat metroda gördüğü kızıl saçlı Claire, onun bu ön yargısını değiştirir. Thierry, ilk görüşte aşık olduğu Claire ile bir ilişki yaşamaya başlar. Ama Claire’in tuhaf bir sırrı vardır. Acaba bu sır aşklarına mani olacak mıdır?
Filmin konusu sıradan ve engellerle dolu bir aşk hikayesi gibi dursa da aslında gerilim öğeleriyle harmanlanmış soğuk ve yönetmenin deyimiyle “tuhaf bir deneyim”… Aslında filmin başında nasıl bir “şey”le karşı karşıya kalacağımızın sinyallerini alıyoruz. Thierry ve Henri kutlama yapmak için bir bara giderler. Henri, kutlama için çoğu erkeğin aklına gelebilecek bir fikir ortaya atar; bardaki iki fahişe (profesyonel) ile bir otele gitmek… Thierry bu fikre pek sıcak bakmasa da yine de kabul eder. Otele gittiklerinde kadınla beraber olmak istemeyen Thierry, Henri’nin bağırdığını ve zor durumda olduğunu duyunca yanına gider. Henri’nin takıldığı kızıl saçlı fahişe onun boğazını keserek yaralamıştır. Henri kurtulur ve fahişenin aklı bozuk biri olduğuna kanaat getirirler. Tabii bu durumun düşündükleri gibi olmadığını ilerleyen zamanlarda anlayacaklardır.
La peau blanche, Kanada’nın güneşsiz aydınlığını ve karanlık soğuğunu tuhaf bir aşk hikayesiyle birleştirmiş ve zıtlıklardan ilham alarak genel çerçevesini oluşturmuş. Thierry, kendi de beyaz tenli olmasına rağmen beyaz tenli kadınlardan hoşlanmayan hatta kızıl saçlılardan nefret edercesine tiksinen bir gençtir. En iyi arkadaşı Henri de bir siyahtır ve zaten film boyunca başka samimi olduğu birini de görmeyiz. Film boyunca Thierry ve Henri’nin insanların ten rengi üzerine felsefi görüşlerine şahit oluruz. Sonrasında filmdeki ilk zıtlıkla karşılaşırız. Thierry, saçından kaşına kadar orijinal kızıl olan Claire’e ilk görüşte aşık olur. Claire, bu aşkı ne kadar reddetse de Thierry’e karşı koyamaz. Böylece gelgitli aşkları başlar.
La peau blanche, içinde sürprizler barındıran bir film… Fakat filmin Türkiye’de çıkan Kanal D Home Video tarafından çıkan DVD’si filmin en büyük sürprizini bozuyor. Firmayı yaptığı çeviriden dolayı suçlamamak lazım. Aslında filmin dünya çapındaki İngilizce isim çevirisi White Skin (Beyaz Ten)… Fakat filmin Amerika’da çıkan DVD’si Cannibal (Yamyam) diye adlandırılmış. Sanırım onun için de Türkçe’ye aktarılırken Beyaz Ten yerine Yamyam diye çevrilmiş. Böylelikle daha filmin isminden sürpriz bozulduğuna göre rahatlıkla o konudaki birtakım sorunlara da değinebilirim. (Yine de bundan sonra spoiler olacağını tekrardan belirteyim.)
Filmin içinde sıklıkla Claire ve ailesi için zombi lafı kullanılıyor. İngilizce çoğu kaynak ise vampir olduğu konusunda iddialı… Diğer yandan filmin İngilizce DVD’si Cannibal diye basılıyor. Peki hangisi doğru? Şahsen ben oyumu yamyamlıktan yana kullanıyorum. Hem yamyam, hem zombi, hem de vampir kavramlarından bir mutant oluşturulmuş bir izlenimi de veriyor açıkçası. En zayıf ihtimal olan zombi seçeneğinden başlarsak (ki bu seçenek Henri’nin düşüncesi); eski zombi filmlerine göndermeler mevcut olduğunu söyleyebiliriz. White Zombie yazımda da bahsettiğim gibi Haiti bölgesine birkaç gönderme mevcut. Fakat çok yeterli değil. Yönetmen kafa karıştırmak istemiş olabilir. Vampir olma ihtimaline gelirsek; filmin başında Marquise’un Henri’nin boynunu kesip kan ihtiyacını gidermeye çalıştığını düşünebiliriz. Ayrıca Claire’in ablasının, Thierry’i rahatlıkla yukarı kaldırabilmesi, oradan oraya savurabilmesi de vampir gücünün bir kanıtı olabilir. Fakat vampir mitine biraz ters düşen bir taraf var; o da çoğalma yöntemleri… Isırdıkları kişilerin vampire dönüşmesi gerekir ama onlar ısırmakla kalmayıp kurbanlarını parçalayıp stoklamak veya oracıkta mideye indirmeye çalışmaları da vampirlikle çok ilişkili değil. Son seçenek olan yamyamlık kavramı ise en mantıklı seçim olacaktır. Çünkü insan eti ve kanıyla yaşamlarını sürdürüyorlar. Kısacası bu varlıkların hepsinden bir özellik taşıdığını söylersem yanlış olmaz. Zaten kendi türlerinin tam olarak ne olduğunu, kendileri de bilmiyorlar.
La peau blanche, Kanada’nın soğuk ve durağan atmosferi eşliğinde tuhaf bir aşk hikayesi… Saf bir korku, gerilim filmi yerine aşkla harmanlanmış bu ilginç film, 2004 Toronto Film Festivali’nde “En İyi İlk Film” ödülü aldığını da hatırlatmakta fayda var.
KÜNYE / IMDB: 6,0
Yönetmen: Daniel Roby
Senaryo: Joël Champetier, Daniel Roby
Oyuncular: Marc Paquet (Thierry Richard), Marianne Farley (Claire Lefrançois), Frédéric Pierre (Henri Dieudonné), Jessica Malka (Marquise Lefrançois)
Müzik: René Dupéré, Martin Lord Ferguson, Martin Lord
Görüntü Yönetmeni: Eric Cayla
Kurgu: François Bégin, Daniel Roby, Yvann Thibaudeau
Ülke: Kanada