The Exorcist (Şeytan, 1973) filminin yönetmeni William Friedkin’in çektiği To Live and Die in L.A. (1985) adlı aksiyon dolu yeni kara film, Gerald Petievich’in aynı isimli romanından uyarlandı. Manhunter (1986) filminden hatırladığımız William Petersen’a John Pankow, Willem Dafoe, John Turturro, gibi isimler eşlik ediyor.
Richard Chance’in, emekliliğine üç gün kalmış olan ortağının haince öldürülmesiyle bir kalpazan çetesinin peşine düşmesi anlatılıyor. Tehlikeli işlerden kaçmayan ve sürekli üstüne giden Chance, yeni ortağıyla Eric Masters’ı yakalamaya çalışır. Fakat ortağı John Vukovich, Chance’e göre kurallara daha bağlı bir polistir. Aralarında sıkça anlaşmazlıklar çıksa da ikisi de olayın peşini bırakmaz. Ama Chance, şansını biraz fazla zorlayacak ve işler sarpa saracaktır.
Amerika’nın kirli yüzüne ayna tutan film, canlı bomba terörü, araba kovalamaca sahnesi gibi aksiyon dozu yüksek sahneler içeriyor. Sahte para basma ve adam öldürme gibi suç unsurlarını merkezine alıp polis duyarsızlığı ve işlemeyen yasaları anlatan filmin baş rolündeki karakter, tam bir anti kahraman. Chance’in polis departmanından istediklerini elde edemeyince kalkıştığı yöntem ve sonuçları, onun bu ülkede adaleti sağlamak için kirlenmek gerektiğinin bir göstergesi.
Filmin jeneriği başladığında sanayi devriminin mihenk taşlarından olan bir tren, sonrasında elektrik direkleri görüyoruz. Devamında ise at arabası, elden ele dolaşan paralar… İnsanlık teknolojik açıdan ne kadar ileri giderse gitsin, bazılarının bu nimetlerden faydalanmaya çok da olanağı olmuyor. Yaşam kalitesinde insandan insana uçurum gibi farkların olması suçun da temel kaynağını oluşturuyor. Alıştığımız hızlı tüketim kültürü, adalete de yansıyor ve aynı Chance’in ortağı gibi ölenlerin dosyaları kapatılıyor, iyiler kaybetmeye mahkum ediliyor. Eric Masters gibi kötüler ise sanatla kazanamadıklarını başka yollarda arıyorlar. Hayatın bu karanlık döngüsünün ne olursa olsun devam edeceğini ve kötülükten bir kaçış yolunun olmadığını, final sahnesinde daha iyi anlıyoruz. Her şeyin bir bedeli vardır ve hayat bunu er geç ödetecektir.
Friedkin’in, The French Connection (1971)’da olduğu gibi yine sert bir filmle karşımıza çıktığı To Live and Die in L.A. filmi, temposu yüksek bir yeni kara film. Kullanılan öznel çekimler ile gayet gerçekçi bir havaya sahip olan araba kovalamaca sahnesini, şehrin kaosunun karakterlere yansımasını ve oyuncu kadrosunu göz önünde bulundurduğumuzda izlenmesi gereken yeni kara filmlerden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
KÜNYE / IMDB: 7.3
Yönetmen: William Friedkin
Senaryo: William Friedkin, Gerald Petievich (aynı isimli romanından uyarlandı)
Oyuncular: William Petersen (Richard Chance), John Pankow (John Vukovich), Willem Dafoe (Eric Masters), John Turturro (Carl Cody), Debra Feuer (Bianca Torres), Darlanne Fluegel (Ruth Lanier), Jane Leeves (Serena), Robert Downey Sr. (Thomas Bateman)
Müzik: Wang Chung
Görüntü Yönetmeni: Robby Müller
Kurgu: M. Scott Smith
Ülke: ABD