Neil Jordan’ın ikinci yönetmenlik denemesi olan İngiliz yapımı The Company of Wolves (Kurtlar Sofrası, 1984) adlı kült korku filmi, “Kırmızı Başlıklı Kız” masalını kabusvari bir anlatımla yorumluyor. Ana hikayenin yanı sıra küçük yan hikayeler ile desteklenen film, genç kızlığa adım atan, meraklı ve biraz da başına buyruk Rosaleen’in kurtlarla imtihanını anlatıyor. Angela Carter’ın bilindik masalları yeniden yazdığı Bloody Chamber (Kanlı Oda) kitabındaki aynı isimli hikayeden uyarlanan filmin senaryosu da Jordan ve Carter’a ait. Filmin başrolünde Sarah Patterson ve Angela Lansbury yer alırken, Jordan’ın gedikli oyuncusu Stephen Rea’yı ve küçük bir rolde Terence Stamp’ı da görmek mümkün.
Anne, büyük kızı Alice’ten kardeşi Rosaleen’i uyandırmasını ister. Abla, kız kardeşine ne kadar seslense de bir türlü sesini duyuramaz. O sırada kardeşi derin bir uykudadır ve pek de hoşnut olmadığı bir rüya görmektedir. Etraf kararır ve ortam gotik bir masala dönüşür, izleyici de yavaşça kızın kabusuna doğru yolculuğa çıkar. Ve asıl hikaye Alice’in ürkütücü bir ormanda gezinirken kurtların saldırısına uğramasıyla başlar. Böylece evin artık tek çocuğu olan Rosaleen’e büyük sorumluluklar düşmektedir. Büyükannesinin aslında ablası için ördüğü kırmızı başlıklı pelerin bundan böyle Rosaleen’indir ve o çocukluk evresinden çıkmıştır. Büyükanne de bu durumun farkındadır ve anlattığı masalların verdiği mesaj da ona göre değişir. Artık torununun kurt adama karşı ayağını denk almasını amaçlamaktadır. Aynı “Kırmızı Başlıklı Kız” masalının ana fikrinde olduğu gibi Rosaleen’i erkeklere ve cinsel ilişkiye karşı uyarma maksadı vardır. Herkesin gittiği yolu takip etmesi salık verilen Rosaleen, tabii ki yoldan çıkacak ve kurt adamın oyununa gelecektir. Küçük kızların büyük sözü dinlemesi gerektiğinin altını çizen masalla aynı çizgide giden film, aşina olduğumuz masaldan finaliyle ayrılıyor ve kadınlara özgürlük vurgusu yaparak feminist bir bakış açısı getiriyor.
Senaryo aslında bir genç kızın, kadın olmaya adım atışını anlatsa da, hikaye izleyiciye aktarılırken cinsellik çok az kullanılmış. Masalda olduğu gibi alt metin aracılığıyla bazı mevzulara değinilmiş. Rosaleen’in hayal dünyasındaki gotik unsurları, etrafındaki masal kitaplarından edindiğini söyleyebiliriz. Filmde kısıtlı cinsel öğe kullanımının da onun daha çocukluktan yeni çıkmasına bağlayabiliriz. Filmin gotik ve çocuksu üslubu, açıkça Rosaleen’in bilinçaltından gelmektedir.
Anlatılan masalların görsele aktarıldığı sahneler, ana hikayeye nazaran daha etkileyici. Büyükannenin ve Rosaleen’in anlattığı kurt adam masalları dönemine göre gayet ürkütücü ve inandırıcı bir şekilde canlandırılmış. Filmde bir adamın, derisini elleriyle söküp çıkarttıktan sonra kurt adama dönüştüğü ilginç bir sahne de mevcut.
Değişik türlerde yapımlara imza atan Neil Jordan’ın ilk dönem örneklerinden olan The Company of Wolves, kurt adam hikayelerine meraklı olan izleyici için ideal bir film. Farklı korku hikayelerine yer verildiğinden antolojik bir üslubu da olan film, “Kırmızı Başlıklı Kız” masalına başka bir açıdan bakmak isteyenlere özellikle tavsiye edilebilir.
KÜNYE / IMDB: 6,7
Yönetmen: Neil Jordan
Senaryo: Angela Carter, Neil Jordan
Oyuncular: Sarah Patterson (Rosaleen), Angela Lansbury (Büyükanne), Stephen Rea (Genç Damat), Kathryn Pogson (Genç Gelin), Micha Bergese (Avcı), Georgia Slowe (Alice), Terence Stamp (Şeytan)
Müzik: George Fenton
Görüntü Yönetmeni: Bryan Loftus
Kurgu: Rodney Holland
Ülke: İngiltere
1 Yorum
çok ilgimi çekti duymuştum ama atlamışım sanırım seyredeyim bunu ben..