“En Heyecanlı Yeri” adlı sinema programı ile hatırladığımız Ceylan Özgün Özçelik’in ilk uzun metraj yönetmenliği olan Kaygı (Inflame, 2017) filmi, günümüz medyasının gittikçe vahimleşen halini sinemaya aktarıyor. Psikolojik-gerilim türünden yola çıkarak derdini gayet kasvetli bir atmosferle sunan yapım, Türkiye’nin distopik yüzünü gözler önüne seriyor. Filmin konusuna kısaca değinirsek; bir televizyon kanalının belgesel bölümünde çalışan Hasret, aniden haber montajına geçirilir. Günlerdir kâbuslar gören Hasret’in siyasi olayların kamera arkasıyla yüzleşmesi daha çok sinirlerini bozar. 20 yıl önce anne babasını trafik kazasında kaybetmesini takıntı haline getirir ve gittikçe kendini yalnızlaştırarak geçmişini yeniden hatırlamaya çalışır. Ama her şeyin kötüye gittiğinin farkına varılmaması için çaba sarf edilen bir ülkede yaşamak ve hatırlayabilmek Hasret için çok zor olacaktır.
Başrol oyuncusu Algı Eke’nin oyunculuğu, kullanılan rahatsız edici ses ve müzik kullanımı ile Kaygı, izleyiciyi diken üstünde tutmayı başarıyor. Bazı zamanlarda müzik ve sesin diyalogları bastırması sıkıntı yaratıyor fakat gerilimin sağlanması açısından işlevi büyük. Kâbus sahneleri biraz daha görsel olarak desteklenebilirmiş ama daha çok kulağa hitap eden bir gerilim mantığı tercih edilmiş.
Kaygı filmi, Türkiye’nin şu anki sorunlarına parmak basıyor. Kentsel dönüşümle nefes alamayan sokaklar, mütemadiyen açılan alışveriş merkezleri, sansüre alışmış medyanın otosansür uygulaması, halkın Twitter’dan ahkâm keserek dünyayı kurtarma çabasına kadar birçok konuya değiniliyor. Kaygı, muhalif tarafıyla sorunları dile getirirken kısa süresinden dolayı zaman zaman eksik kalıyor. Mesela filmin ana hatlarını şekillendiren Muzaffer Kardeşler’e daha çok ağırlık verilebilirmiş. Hasret ile beraber şahit olduğumuz haberlerin üstüne pek gidilmiyor. Sağlam bir fikre sahip olmasına rağmen ikinci yarıda final odaklı hareket etmesi bazı mevzuların arka planda kalmasına yol açıyor.
İyilikten çok kötülüğün kazandığı bir dünyada yaşıyoruz. Gittikçe umutsuzluğa doğru sürüklenirken kafayı boşaltacak filmler izlemek hepimizin hakkı. Bu açıdan düşününce filmi izlerken akıllara Clay Bennett’in meşhur karikatürü geliyor. İki ayrı sinema salonunda iki farklı film oynamaktadır. “Rahatsız Eden Gerçekler” filminde hiç sıra yoktur ve “Mutlu Eden Yalanlar” filminin önünde ise kuyruk vardır. İşte Kaygı filmini de tam anlamıyla “Rahatsız Eden Gerçekler”e dahil edebiliriz. İzleyicinin derdini tasasını unutturmak yerine şu an içinde yaşamakta olduğumuz distopik dünyaya göndermeler yaparak zihin açan ve rahatlatmak yerine rahatsız eden bir film.
KÜNYE / IMDB: 6,5
Yönetmen ve Senarist: Ceylan Özgün Özçelik
Oyuncular: Algı Eke (Hasret), Özgür Çevik (Mehmet), Kadir Çermik (Baba), Boncuk Yılmaz (Anne), Selen Uçer (Olcay Terken), Asiye Dinçsoy (Gülay), İpek Türktan Kaynak (Gülsüm), Nazan Kesal (Televizyon Programcısı), Saygın Soysal (Furkan Muzaffer), Taner Birsel (Bağımsız Milletvekili), Cüneyt Uzunlar (Televizyon Programcısı), Kerem Kupacı (Kanal Müdürü)
Müzik: Ekin Fil
Görüntü Yönetmeni: Radek Ladczuk
Kurgu: Ahmet Can Çakırca
Ülke: Türkiye