Karanlık Sinema yazarları olarak; yerli, yabancı göz ardı etmeksizin yılın en iyi korku-gerilim filmlerini seçtik. 2017 senesinden gözden kaçan karanlık filmleriniz olmaması dileğiyle…

EGEMEN TOKATLIOĞLU

Korku türü açısından bu sene ilginç yapımlarla karşılaştık. Vizyona giren kadar girmeyen de çok başarılı filmler vardı. Büyük stüdyo filmleri olduğu kadar küçük çapta ama çarpıcı yapımları da izledik. Zaten korku türü hali hazırda az bütçeyle çok iyi işler çıkaran genç yönetmenler ile sürekli bir adım ilerliyor. Bence 2017’de korku türü adına güzel ve kendini tekrarlamayan örneklerin verildiği bir yıldı. Bu sene pek çok favorim var aslında ama bunları 5’e indirmem gerekirse;

Mother! (Anne!)

Darren Aronofsky’nin çok tartışılan filmi kimilerine göre değeri bilinmeyen bir başyapıt kimilerine göre hayal kırıklığı. Sevenin tam sevdiği sevmeyenin nefret ettiği bu yapım bence tür içinde farklı bir duruşa sahip. Bu duruş hem rahatsız edici, hem de merak uyandırıcı ki senenin en çarpıcı yapımı olarak liderliği hak ediyor.

Split (Parçalanmış)

Çoğumuzun ilk defa modern korku kültü diyebileceğimiz The Sixth Sense (1999) ile duyduğu yönetmen-senarist M. Night Shyamalan inişli çıkışlı bir karneye sahip olabilir ancak bu bir gerçek ki usta yönetmen korku/gerilim sinemasında gerçekten kaliteli işlere imza atıyor. Bunun bir örneği de hiç şüphesiz Split. Konusundan oyuncu kadrosuna, atmosfere kadar ince ince işlenen Split’in senenin en iyi örneklerinden biri olduğu su götürmez bir gerçek.

Life (Hayat)

Ridley Scott şaheseri Alien ile uzayda yabancı bir varlık ve bununla beraber ölüm kalım savaşı gibi unsurlar türde farklı yapımların da ortaya çıkmasına önayak olmuştu. Life da bu türe yakın bir portre çiziyor. Ancak işin güzel tarafı Life, taklit olmayı değil farklı noktalara değinerek değişik bir yoldan gitmeyi tercih ediyor ve bu da onu öne çıkartmaya yetiyor da artıyor bile.

Creep 2

Patrick Brice’ın 2014 yılında çektiği düşük bütçeli found-footage türündeki gerilim filmi Creep, son yıllarda belki de bu türde izlediğimiz en etkili yapımdı. Bir adamın kendisini para karşılığında bir gün boyunca videoya çekecek birini tutmasıyla başlayan olaylar aslında oldukça deneysel bir yöne evriliyor ve tahmin edilemez gidişatı ile ilk dakikasından son saniyesine kadar merak uyandırıyordu. Bu filmin başarısı üzerine Brice devam filminden de bizleri mahrum bırakmadı. İlk filmi taklit etmeyen ve devam filminde de özgün olmayı başarabilen Brice’ın şayet çekerse üçüncü filmde ne yapacağını merakla bekliyorum açıkçası.

The Autopsy of Jane Doe (Otopsi)

Senenin tür açısından öne çıkan bir başka filmiydi The Autopsy of Jane Doe. Baba-oğul bir kadın cesedini otopsi yapmak üzere incelerken aslında genç kadının ardındaki sırları da yavaş yavaş açığa çıkaracaklarının farkında değillerdir. Çok klasikmiş gibi gelen konu öyle güzel bir şekilde işlenmiş ki ne olacağını tahmin ettiğinizi sandığınız anda ters köşe yaptırıyor. Norveçli yönetmen André Øvredal türün hayranlarının tekrar rekrar izleyebileceği, hafızalardan çıkmayacak kaliteli bir korku filmine imzasını atmış.

GİZEM ŞİMŞEK KAYA

Korku Sineması tüm dünyada hızla üretime ara vermeksizin devam ederken; bizler izleyici olarak muazzam, iyi, vasat ya da göz kanatan birçok filmle karşılaşıyoruz. 2017 yılını eğrisiyle doğrusuyla, acısıyla tatlısıyla bitirirken sizler için 2017’nin bize bıraktığı en iyileri listeledim.

It (O)

Stephen King takipçilerini sinemadaki uyarlamalar birçok kez hüsrana uğratsa da Christine (1983), The Shawshank Redemption (1994),  Green Mile (1999), (The Mist (2017) gibi birkaç hazine dışında, iyi uyarlamalar da karşımıza çıkmıyor değil. 1990 yılında çekilen mini dizideki başarıyı sinemada da yakalayan It’in devam filmini sabırsızlıkla bekliyoruz.

Life (Hayat)

Life (Hayat): Mars’ta yeni bir yaşam formu keşfeden bilim adamlarının, bu tehditle mücadelesini anlatan Life, başarılı oyuncuları bilimkurgu, korku ve gerilimin muhteşem harmanında izleyicilerle buluşturuyor.

The Autopsy of Jane Doe (Otopsi)

Bir baba oğlun kimliği belirsiz genç bir kadın üzerinde yaptıkları otopsi sırasında yaşananlara odaklanan The Autopsy Of Jane Doe; korku, gizem ve gerilimin başarılı harmanıyla oluşturulmuş bir film olarak listedeki yerini kolaylıkla alıyor.

Siccîn 4

Alper Mestçi’nin beğenilen Siccîn serisinin son halkası Siccîn 4 yılın en iyi yerli korku filmi olarak 2017’ye damga vurdu. Oyunculukların, mekan tasarımının zirvede olduğu filmin Escapist Kaçış Oyun Merkezi tarafından hazırlanan bir de oyunu bulunuyor.

Lanet: Ervah Cinleri

Yılın ikinci başarılı yerli korku filmiyse Lanet: Ervah Cinleri. Blair Witch’e bol göndermeli ilk yerli korku filmimiz, izleyicilere oradaymış hissini başarıyla yansıtarak listede kendine yer bulmayı hak ediyor.

MÜGE İBRİKÇİ BARAN

Bu yıl orijinal senaryoların yanı sıra yeniden çevrimler ve devam filmleri dikkat çekti. Korku-gerilim namına neredeyse her alt türden ama az ama çok onlarca yapım vizyonda veya festivalde izleyiciyle buluştu. Bu listeyi oluştururken farklı ülke sinemalarından gelen seçkin korku-gerilim filmlerine ağırlık vermeye çalıştım. Liste dışı kalan ama bu yıl ilgimi çeken Life ve Annabelle: Creation filmlerinin yanı sıra Durak ve Kaygı filmlerinin de sinemamız adına dikkat çekici ve farklı örnekler olduğunu not düşmekte fayda var.

Thelma

Yeni başladığı üniversitede aşkın pençesine düşen Thelma, aşırı korumacı ailesinden uzakta, zor günler yaşamaktadır. Geçmişindeki kopuk detaylar ve yeni yeni keşfettiği doğaüstü yeteneği, yaşadığı büyüme sancılarına tuz biber ekecektir. Carrie (1976) filminin festival versiyonu tadını yakalayacağınız Thelma, senenin en iyi gerilimlerinden.

Raw (Grave)

Vejetaryen olarak büyümüş genç bir kızın, yamyamlığa geçişini anlatan Raw, Thelma filminde olduğu gibi büyüme sancılarına odaklanıyor. İlk sinema filmi olmasına rağmen yönetmen Julia Ducournau, etkileyici bir korku örneğine imza atmış. Fransız korku sinemasına yakışan bir sertlik ve gore sahneler barından film, korku türünde 2017’nin dikkat çeken yapımları arasında yer alıyor.

Brimstone

Western ile korku-gerilim türünü başarılı bir şekilde harmanlayan Brimstone filminde tekinsiz rahip rolüyle Guy Pearce herkesten rol çalmayı başarıyor. İnsanın içini karartan senaryosu ve sinematografisi ile her daim var olan kadın sorunlarına dikkat çeken film, ayrıca dinin (sözde) kitabına uydurulduğunda nasıl tehlikeli bir silah olarak kullanılabileceğini gözler önüne seriyor.

Busanhaeng (Train to Busan / Zombi Ekspresi)

Güney Kore sinemasından da sağlam bir zombi filmi çıkabileceğinin kanıtı olan Busanhaeng, tren gibi kısıtlı bir mekanda geçmesine rağmen hareketli bir korku filmi. Kızıyla iletişim problemi yaşayan işkolik bir babanın, zombilerle amansız bir mücadeleye girmesinden sonra değişimini de yan hikayesine katan film, yer yer izleyiciyi duygusal tarafından vurmaya çalışıyor. Zombilerin beyazperdeden biraz uzak kaldığı şu dönemde zombi severlere ilaç gibi gelecektir.

A Cure for Wellness (Yaşam Kürü)

The Ring (2002) filminden sonra korku-gerilim namına bir çalışmasını izleyemediğimiz Gore Verbinski, A Cure for Wellness ile sahalara geri dönüş yapıyor. Özellikle sinematografi anlamında etkileyici olan yapım, senaryo olarak Shutter Island (2010) filmini anımsatıyor. Türüne göre gayet uzun olan süresi zaman zaman tekrara düşmesine sebep oluyor. Fakat çıldırma temalı korku-gerilimin hakkını vermesi ve merak duygusunu ayakta tutması ile izleyiciyi kendisine bağlamayı başarıyor.