Tokyo Joe (1949), savaş sonrası Japonya’da yaşananları bir Amerikalının gözünden anlatıyor. The Glass Key (1942) filminden de hatırlayabileceğiniz Stuart Heisler’ın yönetmenliğini yaptığı bu kara film, elindeki yıldız oyuncu Humphrey Bogart’ı iyi kullanıyor. Yanına da egzotik kadın kontenjanından Çek asıllı Florence Marly’i ekliyor.
İkinci Dünya Savaşı bitmiştir ve Japonya, Amerikan işgali altındadır. Joe Barrett, Japonya’ya dönerek eski mekanı “Tokyo Joe”ya gider. Ama küçük bir sürpriz ile karşılaşır. Öldü sandığı eski karısı Trina, yaşıyordur ve artık başkasıyla evlidir. Eski büyük aşkını geri kazanabilmesi için sadece 60 günü vardır.
Film, Humphrey Bogart’ın oynadığı unutulmaz melodram Casablanca (1942) formülünü kullanıyor. Sevdiğinden ayrı düşmüş Joe, aynı Rick gibi yaban ellerde eski aşkını geri kazanmaya çalışıyor. Tokyo Joe’da da kaderin hangi aşkı desteklediği sorusu soruluyor. Casablanca kadar etkileyici olduğunu söylemek zor. Yapımda daha çok B-film havası var ve Joe iyi niyetli olmasına rağmen Rick’ten daha çok bataklığa batmış durumda. Rick bir kader mahkumuyken, Joe kaderin yanı sıra kendi hatalarının da bedelini ödemek zorundadır. Bu yönüyle Casablanca gibi melodram değil kara film kategorisinde Tokyo Joe yerini alıyor. Çünkü kara filmlerde kendi yaptıklarının her zaman bedelini ödersin. Ucu biraz açık bir finale sahip olmasına rağmen gerçek sonu tahmin etmek o kadar da zor değil açıkçası.
Romantizm kısmını bir kenara bırakırsak filmin diğer değinilmesi gereken tarafı ise siyasi duruşu. 1945’de savaş bittikten sonra Japonya’da çekim yapmayı başarmış ilk Amerikan filmi olma özelliği taşıyor. Özellikle filmin giriş kısmında; Amerika, II. Dünya Savaşında yenilgiye uğrattığı Japonya ile vicdan muhasebesi yapıyor. Joe’ya Amerikan prosedürü zorluk çıkarıyor ve bir savaş kahramanı olmasına rağmen ona Japonya’da işlerini halledebilmesi için sınırlı bir süre tanınıyor. Ayrıca sahip olduğu barın ortağı olan Japon arkadaşının da durumu içler acısıdır. Girişte Amerika’nın uyguladığı bu kısıtlayıcı politika eleştiriliyor ama filmin ilerleyen dakikalarının hiç de öyle olmadığını söyleyebiliriz. Yine Bogart’ın oynadığı Across the Pacific (1942) filmi kadar olmasa da Japon anti-propagandası görmek mümkün. “İyi Japonlar olduğu gibi kötü Japonlar da olabilir, siz yine de dikkatli olun.” mesajı vermekten geri kalmıyor. Kısacası Joe’nun Amerika’ya karşı eleştirel tavrında haksız olduğu Amerika’nın yine en doğrusunu bildiğini söylemek mümkün.
Tokyo Joe, Humphrey Bogart hayranlarına hitap ediyor. Bogart’ın esprili ve iğneleyici tavırları her zamanki gibi ve onu judo yaparken izlemek de keyifli. Kara film severleri tam tatmin etmeyecek olmasına rağmen hoş bir alternatif olabilir.
KÜNYE / IMDB: 6,4
Yönetmen: Stuart Heisler
Senaryo: Steve Fisher, Walter Doniger, Cyril Hume
Oyuncular: Humphrey Bogart (Joe Barrett), Florence Marly (Trina Pechinkov Landis), Alexander Knox (Mark Landis), Sessue Hayakawa (Baron Kimura), Teru Shimada (Ito), Hideo Mori (Kanda), Lora Lee Michel (Anya)
Müzik: George Antheil
Görüntü Yönetmeni: Charles Lawton Jr.
Kurgu: Viola Lawrence
Ülke: ABD