John Cromwell’inin yönetmenliğini yaptığı Dead Reckoning (1947), Humphrey Bogart ve Lizabeth Scott gibi iki kara film yıldızının başrolde yer aldığı, diyalogların ön plana çıktığı bir kara film. Türe dair bütün klişeleri kullanarak biraz abartılı bir örnek teşkil etmesine rağmen dönemin bireysel sorunlarına ilginç bir bakış açısıyla yaklaştığını da yadsımamak lazım.
Humphrey Bogart, The Maltese Falcon (Malta Şahini, 1941) ve The Big Sleep (1946) filmlerindeki gibi bir dedektif karakterini canlandırmaz ama adeta Sam Spade ve Philip Marlowe’a taş çıkartacak bir iz sürücülük yaparak bir gizemi çözmeye çalışır. II Dünya Savaşı bitimiyle evlerine dönmek üzere olan Yüzbaşı Warren Murdock ve Çavuş Johnny Drake’e askeri başarıları nedeniyle madalya takılacaktır. Murdock, bu merasimden kaçan Johnny’nin peşine düşer. Kısa bir araştırmadan sonra Johnny’nin aslında bir cinayete karıştığını öğrenir. Arkadaşını bulmak için yola çıkan Murdock, gizemli cinayeti de aydınlatmaya çalışacaktır.
Bitap düşmüş Murdock’ın kiliseye sığınarak, kendisi gibi savaştan dönmüş bir rahibe yaşadıklarını anlatmasıyla başlayan film, geriye dönüş (flashback) ile izleyiciyi olayların en başına götürür. Kara filmlerde sıklıkla karşımıza çıkan geriye dönüş özelliği filmin gerilim dozajını arttırır. Çünkü kahramanın zor durumdaki bir halinden başlayarak yaşanacakların tehlikeli bir boyuta ulaşacağını bize gösterir. Fakat buradaki kilise sahnesi, film sona erdiğinde aslında pek de bir anlam ifade etmiyor ve bir yan hikayenin içini doldurmuyor. Dead Reckoning filminde sadece merak uyandırmak veya gizemi arttırmak için yer alan birkaç tane anlamsız sahne mevcut. Madalya töreni için Murdock ve Johnny’nin sebepsiz yere apar topar götürülmesi. Kasa açan bir adama giden Murdock’ın teklifini kabul etmemesi üzerine ona kasanın nasıl açılacağını öğretmesi ve iş başa düştüğünde kasanın zaten açık olması. Buna benzer boşa çıkan birçok gerilim öğesi barındıran film, maalesef hikaye açısından zayıf.
Filmi ayakta tutan ise alaycı üslubuyla Humphrey Bogart ile buğulu sesi ve ihtişamıyla Lizabeth Scott. Bogart yine aşık olunmaması gereken bir kadını (Lizabeth Scott’ı) gözüne kestiriyor ve olaylar daha çok sarpa sarıyor. Ayrıca hikayenin tam tersine diyalogları çok başarılı. Savaş atmosferini üzerinden atamamış Murdock’ın askeri paraşütçülüğe mütemadiyen gönderme yapması, cinsiyetçi ama esprili olan kadınlara bakış açısı, kirli oyunları fark etmesine rağmen olayı çözmek adına tehlikeli yöntemleri tercih etmesi gibi kara film klişelerine hizmet eden, türün severlerinin keyif alabileceği bir yapım. Cesur bir savaş gazisi, gece kulübü şarkıcısı güvenilmez ölümcül kadın, modern mafyanın temsili bir iş adamı, karmaşık olayların içinden çıkamayan polis karakterleri ile Dead Reckoning, tam bir kara film. Ayrıca türün en sevilen unsurlarından ışık-gölge kontrastının sıkça kullanılması da hayranlarını memnun edecektir.
KÜNYE / IMDB: 7,2
Yönetmen: John Cromwell
Senaryo: Oliver H.P. Garrett, Steve Fisher, Allen Rivkin
Oyuncular: Humphrey Bogart (Yüzbaşı Warren Murdock / Rip), Lizabeth Scot (Carol Chandler / Dusty / Mike), Morris Carnovsky (Martinelli), William Prince (Çavuş Johnny Drake), Marvin Mille (Krause), Wallace Ford (McGee), George Chandler (Louis Ord), Charles Cane (Kincaid), James Bell (Peder Logan)
Müzik: Marlin Skiles
Görüntü Yönetmeni: Leo Tover
Kurgu: Gene Havlick
Ülke: ABD