Bir uzaylının çoğalmak için eş arama sürecini anlatan 4 filmlik Species, erotizm soslu bir bilim kurgu-korku serisi. 95 yapımı ilk film gişede başarı sağlayınca devam filmlerinin de çekilmesi kaçınılmaz olmuştu. Fakat iki filmin sonrasında sinema için değil Sci-Fi Channel şimdiki adıyla Syfy TV kanalı için üretilmişti. Başrolde yer alan ve ilk defa kamera karşısına geçen Natasha Henstridge ise son film hariç seride en uzun soluklu yer alan oyuncudur.
Alien (Yaratık) filminde sanatını konuşturan ve genellikle cinsel çağrışımlar yapan tasarımlara imza atan H.R. Giger’ın, Species’e de kendi tarzında katkısı büyüktür ve senaryo ile uyum sağlar. Hem Alien (Yaratık) hem de The Terminator (Yokedici) filmlerinden izler görmenin mümkün olduğu seriyi genel olarak değerlendirdiğimizde suçlu zevk (guilty pleasure) kategorisinde olduğunu da en baştan söylemekte fayda var.
Species (Tehlikeli Tür, 1995) – IMDB: 5,8
Yönetmen: Roger Donaldson
Uzaylılardan elde ettikleri bir DNA ile laboratuvar ortamında insana benzeyen bir tür yaratan bilim adamları, ortaya çıkan sonuçtan pek memnun kalmazlar. İnsana nazaran çok çabuk büyüyen bu varlığı yok etmek isterler ama süreç umdukları gitmez ve Sil adını verdikleri varlık ellerinden kaçar. Kendini tehdit altında hissettiğinde çekinmeden öldüren Sil’in en büyük amacı çoğalmaktır. Sil’i yakalamak için farklı dallardan uzmanların dahil olduğu bir ekip kurulur. Fakat bu uzaylıyı yakalamak pek de kolay olmayacaktır.
Serinin ilk filminde Sil’i daha çocuk yaşta bir fanusun içinde korkmuş olarak görürüz. Öldürülmeye çalışan bir çocuğun kendini kurtarmaya çalışması, insan canına kastetmesine rağmen onun tarafını tutmamamızı sağlar. Kısa sürede büyüyüp genç bir kadın olduğunda ise insanlara dair bir şeylere öğrenmeye çalışırken bocalaması, onu sempatik bir hale büründürür. Ama sonuç olarak çoğalmak maksatlı dünyaya gelmiş ve ona tehdit oluşturanları öldürmeye odaklanmış yarı uzaylı da olsa ölümcül bir kadındır.
Serinin ilk filmi dikkat çekici bir kadroya sahip; Ben Kingsley, Michael Madsen, Alfred Molina, Forest Whitaker, Marg Helgenberger, Michelle Williams gibi oyuncular yer alıyor. Devam filminde de aynı tanıdık yüzlerden görmek mümkün.
Species II (Tehlikeli Tür 2: Tendeki Vahşet, 1998) – IMDB: 4,5
Yönetmen: Peter Medak
İlk filmde de atıf yapıldığı üzere; bu sefer erkek uzaylının çoğalmaya çalışması anlatılıyor. Senatörün oğlu Patrick Ross ile beraber üç kişiden oluşan küçük bir ekip Mars’a gönderilir. Mars’a ayak basan ilk insan olan Patrick’in aldığı numune başlarına bela açacaktır. İlk filmde Sil’i oluşturan formülün Mars’ta vücut bulmuş hali Patrick’i ele geçirir. Dünyaya ayak bastıklarında üremek için her fırsatı değerlendiren Patrick’in uzaya adım atan bir halk kahramanı olması ise işini kolaylaştıracaktır.
1995 yapımında yer alan Sil’in ölmesi üzerine yine Natasha Henstridge’in canlandırdığı Eve karşımıza çıkar. Laboratuvar ortamında yeniden üretilen yarı uzaylı yarı insan olan Eve, daha da uysallaştırılmıştır ve Patrick’in yakalanması için bilim insanlarına elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışır.
İkinci filmin de kadrosunda bulunan Michael Madsen ve Marg Helgenberger ilk filmdeki karakterlerini devam ettiriyorlar. Justin Lazard ve Mykelti Williamson da filmde önemli rollerde yer alıyorlar.
İlk filmde kendini hissettiren ikinci filmde de daha da belirginleşen Terminatör esinlenmesi kendini daha çok hissettiriyor. İlk filmin özellikle finali ve devam filminde kötü olan Sil’in iyi bir karaktere dönüşmesi Terminator 2: Judgment Day (Terminatör 2: Mahşer Günü, 1991) kalıbının adapte edildiğinin bir göstergesi.
Species III (Tehlikeli Tür 3, 2004) – IMDB: 4,2
Yönetmen: Brad Turner
İlk iki filmde yer alan Eve (Natasha Henstridge), serinin 3. filminde ölmesi üzerine bu sefer kızı yola devam eder. Doktor Abbot, Sili’nin doğurduğu ve Sara adını verdiği bebeği kaçırır ve ona gizlice bakmaya başlar. Sara büyüdükçe dertleri de artar. Başka yarı uzaylı yarı insanlar Sara’ya ulaşmaya çalıştıklarından araştırma tehlikeli bir hal alacaktır.
Sara’nın Sili ve Eve’den farklı olduğunu çok geçmeden anlarız. Yine üreme dürtüsüyle hareket eden bir türle karşı karşıyayızdır ama bu seferki melez bir tür değildir. Sili ve Eve, laboratuvar ortamında insan ve uzaylı DNA’sı karışımıdır. İkinci filmdeki Patrick, uzaylının onu enfekte etmesi sonucu değişime uğramıştır. Bu iki melezin yani Patrick ve Eve’in çiftleşmesi sonucu Sara dünyaya gelir. Böylece uzaylı türüne en yakın, en saf varlık elde edilmiş olur. Fakat bu durum Sara’nın çiftleşme sorununu da beraberinde getirir. Sili ve Patrick insanlarla türünü çoğaltmayı denerken Sara için durum farklıdır. DNA’sının sahip olduğu koşullara uygun bir insansı ama tam bir uzaylı olan beyefendi hayallerini süslemektedir. Onu beğenen erkekleri elinin tersiyle iter. Uzaylı fakat melez olan türler, Sara’nın peşine düşmesine rağmen onları da istemez. Çünkü melezler hastadır ve hasta bir genle soyunu kirletmemesi gerekmektedir.
Filmin sonlarına yaklaştığımızda Frankenstein eserinden ilham alındığını gözlemlemek mümkün. Burada biraz spoiler vereceğim. Doktor Abbot’un cenazesinin suda yanarak gidişini izlemek gibi detayların yanı sıra doktorun Sara için bir erkek yaratma girişimi direkt Frankenstein’ı hatırlatıyor. Romanda insanlar tarafından pek de sevilmeyen isimsiz canavar, doktordan yani yaratıcısından kendisine bir dişi üretmesini ister. Dr. Frankenstein baştan kabul etse de sonradan onların üreme ihtimallerini düşünerek vazgeçer. Sara’nın da üreyebilmesi için doktorun bir erkek yaratması gerekir ama ömrü yetmez. Onun yerine asistanı Dean, bir erkek üretir ama onu da kısır olarak yaratır. Bu durumdan haberi olmayan Sara’nın tepkisi 4. filme bırakılıyormuş gibi görünse de serinin son filmi bambaşka bir yerden ve bambaşka karakterlerle başlar.
Species: The Awakening (Tehlikeli Tür: Uyanış, 2007) – IMDB: 4,1
Yönetmen: Nick Lyon
Serinin son filmi, Natasha Henstridge olmadan ve geçmişte yaşanan olaylardan tamamen bağımsız olarak çekilir. Seri ile bağdaşmayan birçok öğenin yer aldığı filmde, bu sefer Miranda yarı uzaylı yarı insan olarak karşımıza çıkıyor. Kendini amcası olarak tanıtan ve müzede çalışan Tom ile sade bir hayat yaşayan Miranda’nın sağlık sorunları baş gösterir. Laboratuvarda dünyaya gelen Miranda’nın geçmişinden haberi yoktur ama uzaylı tarafı ön plana çıkmaya başlayınca gerçeği öğrenir. Tom, eski arkadaşından yardım almak üzere Miranda ile Meksika’ya doğru yola çıkarlar. Vardıklarında ise hiçbir şey umdukları gibi gitmeyecektir.
Serinin diğer filmlerinde gördüğümüz üzere uzaylılar doğumdan itibaren hızla büyürler ve normal bir insan gibi yaşamaları pek de mümkün değildir. Ama Tom, Miranda’ya düzenli olarak insan hormonu enjekte ettiği için bu süreci yavaşlatmayı başarmıştır. Blade (1998) filminde olduğu gibi insansı olmayan tarafının bastırılabilmesi için iğneye ihtiyacı vardır. Meksika’ya vardıklarında karşılarına çıkan aynı Miranda gibi laboratuvarda yaratılan Azura gibi karakterlerde vampir filmlerinden fırlamış gibidir. Serinin öteki filmlerinden farklı olarak insan görünümüyle uzaylı görünümü arasında harmanlanmış bir görüntüye de uzun uzun şahit olmak mümkün.
İleriki yıllarda ne olacağı belli olmaz ama şimdilik seri Species: The Awakening ile son bulmuş gibi görünüyor. Yukarıda da uyardığım üzere suçlu zevk kategorisinde değerlendirebileceğimiz bir seri olan Species, ilham aldığı klasikleşmiş tür filmlerinin gerisinde kalan ama gayet eğlenceli bir yapım. 90’lı yıllarda çocuk olanlar seriye TV’de denk gelmişlerdir ve şimdi izlemek isteyenler, nostaljik bir duygu eşliğinde seyredebilirler.