1. Sezonun Eleştirisini Okumak İçin Tıklayınız.
2.Sezonun Eleştirisini Okumak İçin Tıklayınız.
3.Sezonun Eleştirisini Okumak İçin Tıklayınız.
4.Sezon 1. Kısım Eleştirisini Okumak İçin Tıklayınız.
Bu sene “Peaky Blinders”, “The Walking Dead” gibi sevilen birkaç dizi izleyicilere veda etti, “Better Call Saul”’un finali ise heyecanla bekleniyor. 4 sezon süren Netflix yapımı Ozark ise bu saydığım yapımlara göre (en azından ülkemizde) biraz geri planda kalsa da küçük ekranın kalburüstüleri arasında yerini almayı başardı.
Remake, spin-off gibi hikayeleri parçalayan veya yeniden üreten, günümüze uyarlayan, bizi 80’lere götüren, kıyameti yaşatan yapımlardan sonra Ozark, açıkçası bana iyi gelmişti. Günümüz insanının hastalıklı dünyasını anlatması ile birçok diziden ayrılıyordu. Başroldeki “Byrde”ler, günlük hayatta rastlayabileceğimiz türden bir aileydi. Başlarına gelen talihsizlikler ise onları başka bir boyuta taşıdı. İlk bölümden son bölüme kadar izlediğinizde aile bireylerinin değişimini rahatlıkla görmek mümkün. “Breaking Bad” ile sıklıkla karşılaştırılan Ozark, belki kült mertebesine ulaşamadı ama yine de izleyiciye vaat ettiği gibi kara bir hikaye sundu.
Yazının bundan sonrası spoiler içerdiğinden diziyi tamamladıktan sonra okumanızı tavsiye ederim.
Final sezonun ilk kısmı üzerine yazdığım incelemede bazı tahminler yürütmüştüm ve hiçbiri tutmadı. Dizinin son bölümünü izlediğimde kafamdakiler gerçekleşmediği için başlangıçta biraz hayal kırıklığına uğrayıp beğenmemiş olsam da üzerine düşününce senaristlerin genel olarak çok yanlış bir karar vermediklerine kanaat getirdim.
4. sezonun 1. kısmında Byrde ailesi araba kazası geçirmiş ve sağ çıkıp çıkmadıklarını öğrenemeden sezon finali yapmıştı. 2. kısımda ise kaza sahnesi yine son bölüme taşınarak heyecan finale saklanmış. Game of Thrones’ta olduğu gibi sağlam karakterleri öldürmekten çekinmeyen Ozark’ın, aileden kayıp vermeden sonlanabileceğine pek ihtimal vermemiştim. Son bölümü izleyince kazanın sadece izleyiciyi ters köşeye yatırmak için yapılmış ucuz bir kandırmaca olduğunu düşünsem de Wendy’nin rahiple arasındaki diyalog kaza sahnesinin anlamını açıklar nitelikte.
Rahip: Fark etmen için Tanrı’nın daha kaç kez işaret göndermesi gerekiyor? Bence bu kaza size son uyarıydı.
Wendy: Hayır. Bu işten sağ çıkacağımızın garantisiydi.
İki sezondur güç zehirlenmesi yaşayan Wendy’nin kendine güvendiği kadar varmış diyebiliriz. Yırtmak için kırk takla atan ve onlarca kişinin ölümüne sebep olan ailenin finali sağ salim atlatabilmesi için bir mucize olması gerekiyordu. Belki de dizinin en zayıf noktası bu oldu. O kadar badireden sonra daha zorlu ve çözümü karmaşık bir final daha etkileyici olabilirdi. Özellikle komik olmaya çalışırken çocuksu bir tavra bürünen sahneler açıkçası şaşırttı. Wendy’nin akıl hastanesine yatma çabaları ve trafikteki kavga, komik olduğu kadar karakterlerin yavaş yavaş delirdiğinin de bir göstergesiydi. Ama Byrdelerin akılcı yaklaşımına uymayan bu sahneler, ailenin ölümün kıyısında olmalarına rağmen böylesi komik ve fevri tavırlara bürünmeleri, biraz zorlama olmuş.
İkinci kısmın en iyi tarafı ise Ruth’un sahneleriydi. Darlene Snell’in ölümüyle boşluğa düşen sahneler Ruth ile toparlanmış. Eski Amerikan rüyasının özeti olan Ruth’un ölümü de klasik filmlerdeki gibi gerçekleşti. Byrdelerin ise yeni Amerikan rüyasının sözlükteki karşılığı olduğunu söyleyebiliriz. Alt, üst sınıf demeden herkesi kandırabilen, manipüle ederek yükselen Byrde ailesi, günümüzün kan emici kapitalist dolandırıcılarının karşılığı olarak yer alıyor. Finalde dedektif ile aralarında geçen diyalog biraz sığ olsa da onların gerçek yüzünü izleyiciye bir daha göstermeyi başarıyor. İlk sezonda ailenin sıradanlığıyla ne kadar özdeşleştiysek finalde de bir o kadar uzaklaşıyoruz. Karakterlerin değişimi veya dönüşümü hoşumuza gitmeyecek bir yere geliyor. Suç temalı yapımlar, suça özendirmemek için genellikle kötü karakterleri öldürür. Byrdelerin hayatta kalmasının sebebi belki de suçun cezasız kalmayacağı düsturuna olan inancımızı kaybetmemizdir. Snell ve Langmore (sadece Three hayatta kaldı) ailelerinin kökünü kazıyan dizi, Byrdelere kıyamıyor. Bu açıdan baktığımızda hasarsız atlatılan bu maceranın izleyici için beklenilen bir mutlu son olmadığı aşikar. Ama şaşırtmayı seven Ozark dizisinin son ters köşesinin de bu olduğunu söyleyebiliriz.
Son olarak diziyi sevenler kısa yapım belgeseli A Farewell to Ozark (Elveda Ozark)‘a göz atabilirler. Genellikle birbirini övme ağırlıklı bir kamera arkası olsa da birkaç hoş detay yakalamak mümkün.
KÜNYE / IMDB: 8,5
Yönetmen: Jason Bateman, Amanda Marsalis, Melissa Hickey, Laura Linney
Oyuncular: Jason Bateman, Laura Linney, Sofia Hublitz, Skylar Gaertner, Julia Garner, Charlie Tahan, Felix Solis, Veronica Falcón, Jessica Frances Dukes, Alfonso Herrera, Adam Rothenberg, Katrina Lenk, Kevin L. Johnson
Müzik: Danny Bensi, Saunder Jurriaans
Görüntü Yönetmeni: Eric Koretz, Shawn Kim
Ülke: ABD